Paylaş
8 Mart alanından kadınlarla foto röportaj: Özgürleşene kadar mücadeleye devam
feministler

Feministler'den Güneş Engin: "Bizim politikamız temel olarak kadın emeği, kadın bedeni, cinselliği ve kimliği üzerine. Biz kadınlar sadece işyerinde ayrımcılığa uğramıyoruz aynı zamanda evde bütün iş yükü bizim üzerimizde. Yani evdeki görünmeyen emeğe, ayrımcılığa, işten çıkarmalara, işyerinde uygulanan mobinge, cinsel tacize karşı buradayız. Taleplerimiz sadece devletten ya da sermayedarlardan değil aynı zamanda evlerimizdeki erkeklerden, kocalarımızdan, sevgililerimizden. Çünkü biliyoruz ki bütün yıl boyunca her gün kadınlar sevgilileri tarafından öldürüldü. Bunun kimi zaman töre oluyor adı, kimi zaman namus oluyor, kimi zaman da aşk oluyor. Ama biz biliyoruz ki hepsinin temeli erkek egemenliği. Biz de bu erkek egemenliğine karşı topyekun mücadele veriyoruz. Bu bütün kadınların mücadelesi."

 

DSC_4108 (1)

Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nden kadınlar: Biz barış istiyoruz. Genel af istiyoruz. Dağdakiler askerdekiler, herkes kendi evine gelsin, bu savaş bitsin istiyoruz. Erdoğan dedi ki: "Analar ağlamasın". Ama ne yazık ki analar ağlamaya devam ediyor. Her gün ciğerimiz yanıyor. Her gün ateş bir ocağı yakıyor. Yani yeter artık yeter. Hepimiz özgürlük istiyoruz. Barış istiyoruz! . Kadınlar öldürülüyor. Şiddete uğruyor. Kadınlar öldürülmesin istiyoruz. Hepimiz özgür olalım istiyoruz.

2-imecekadin

İmece Kadın Sendikası'ndan Yıldız Ay: Bu bir yıl içerisinde ev işçileri olarak sendika ve sosyal güvence için Ankara'ya gittik, görüşmeler yaptık. Bakanlıklara sosyal haklarımız ve işçi olmak için dosya sunduk. Çünkü haklarımızın farkına vardık. Daha önceden bunun farkında değildik. Şimdi işçiyiz: ev işçisi. Bunun farkındayız ve sosyal haklarımızı istiyoruz. Sigortamızı istiyoruz, sendikamızı istiyoruz, emeklilik hakkı istiyoruz. Bunun için de bir yıl boyunca mücadele ettik. Şimdi de sokaklara çıkıp ev işçileri olarak sesimiz daha gür bir şekilde duyurmaya çalışıyoruz.
Kadınlar güvencesiz ve esnek çalıştırılıyorlar bu işlerde. Onun için de devletten yasalarla bunun önlemini almasını istiyoruz. Kadınlara bu 8 Mart'ta şunu söylemek istiyorum: Kendilerini işçi olarak görsünler, örgütlensinler, sendika çatısı altında bir araya gelsinler, mücadele etsinler. Yoksa kimse kadınlara hak vermeyecek. Biz almadığımız, istemediğimiz, mücadele etmediğimiz sürece… O yüzden de mücadele etmek için alanlara çıkmamız gerekiyor. Ev işçisi olsun kendi evinde çalışan kadınlar olsun örgütlenmemiz, alanlarda olmamız gerekiyor.

 

 

DSC_4127 (1)

Üniversiteli Kadın Kolektifi'nden Ezgi Taş
Ülkede, üniversitede, kamuda gericiliğin arttığı bir dönemde bunun en büyük örneğini birkaç gün önce 4 Mart'ta Sirkeci Karakolu'nda gördük. Eylem yapmak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na gittik. Orada kadına yönelik şiddetin önlenmesi gerektiği bir yerde şiddete maruz kaldık. Polis ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nün erkek güvenlik görevlileri tarafından tacize, fiziksel şiddete maruz kaldık. Bu yaşananlar gösterdi ki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında yol kat ettiklerini söyleyip, övünürken, Bakanlık kadını değil korumak, kadın düşmanlığını körüklüyor. Bugün de 8 Mart alanlarında Sirkeci Karakolu'nda Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlüğünde uğradığımız şiddeti protesto etmek ve kadına yönelik şiddetin, tacizin hesabını sormaya geldik.

ümraniye

Halkevci Kadınlar'dan Hatice Gül
Tayyip çıkıp "kadına yönelik şiddete hayır" diyor. "Hayır" diyor ama kadın gidiyor polise, o götürüyor hastaneye darp raporu alıyor, sonra gösteriyor. "Yapmadım" cevabı alıyor, erkek salınıyor. Nerede "şiddete hayır" demenin gerçekliği? Ben cesaretliyim ama cesaret edemeyenler ne yapacak? Kocamın evine gitsem aynı dayak, aynı şiddet. Ben hamileydim şiddete uğradım polise gittim eşim elini kolunu sallaya sallyaa gene evin kapısına dayandı. Tekrar yaptı. Ceza alacağı için bu sefer kaynımı araya soktular. Yani bu devlet nerde? Ben öldükten sonra beni korumasın. Ben ölmeden yapsın ki "öldürmedik bak biz burdayız" desinler. Bunu istiyorum yapamıyorsa çekilsin, gitsin. Ben eşyamı almaya gidiyorum eve. "Hayır gidemezsin" diyor. Bebeğimi istiyorum, "Kalmaya niyetin yok bebeğini de alamazsın" diyorlar. Kadınlar köleniz değil! Bulaşıkçı değil! Kadınlara özgürlük istiyorum. "Sığınmaevi açacağız" diyorlar, reklamlarını yapıyorlar ama yok. Falan yere sığınma evine götürüyorlar erkekler paşa paşa evde oturmaya devam ediyorlar. Kadınlara da sığınma evinde 3 ay sonra "nereye gidersen git" diyorlar. Ben de kaldığım için biliyorum bunları. Daha özgür bir hayat istiyorum. Tayip Erdoğan "üç çocuk doğurun" diyor. Hadi ben bir tane doğurdum alsın, baksın. Onu korusun. Polis "senin kalacak yerin yok" diyip çocuğumu elimden alıyor, "ailesinde kalsın" diyor.

DSC_4301

TMMOB'li Kadınlar'dan Selma Eroğlu: Mühendis kadınlar olarak esnek çalıştırmaya hayır diyoruz. Güvencesiz çalıştırmaya hayır diyoruz. Ev içinde ekstra yükümüz olan ev içi emeğe hayır diyoruz ev içi emeğin toplumsallaşmasını istiyoruz. Şantiyelerdeki, madenlerdeki iş kazalarının önlemesi için güvenlik tedbirlerinin alınmasını istiyoruz. Biz mühendis kadınlar olarak mücadele için alanlardayız. Keşke 8 Mart'ları bayram havasında kutlayabilsek. Ama maalesef sesimizi duyurabileceğimiz tek gün olarak 8 Mart'ta sokaklarda yan yanayız. Bize eziyet eden sömüren bu sistemi yok etmek için mücadele edeceğiz.

gül

Dev Sağlık İş'ten Gül Güllühanoğlu: Biz taşeron işçisi kadınlar eşit işe eşit ücret istiyoruz. Sendika haklarını tanınmasını istiyoruz, 8 saat çalışma hakkımızı istiyoruz, kreş istiyoruz. Erkek egemenliğinin kaldırılmasını istiyoruz. Baskının kaldırılmasını istiyoruz.

Bu haber www.sendika.org sitesinden alınmıştır. 

Haberin linki: http://www.sendika.org/2013/03/8-mart-alanindan-kadinlarla-foto-roportaj-ozgurlesene-kadar-mucadeleye-devam/