Paylaş
Kadınlar Fatıma'nın Davasına Sahip Çıktı!
Fatıma Aldal'ın 3. duruşması Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü. 30 Mayıs günü saat 9.30'da başlayan duruşmada; önceki celsede hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık işverenin bulunamadığı, şahitlere ulaşılamadığı ve iş teftiş kurulunca gönderilmesi gereken iş müfettişi raporunun da mahkemeye henüz sunulmadığı görüldü.
Mahkeme; raporun Pendik'ten istenmesine, şahitlerin getirilmesine ve işveren hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenmesine karar verilerek bitirildi.

Sanık işverenin yeni adres bilgilerini tutanağa yazdırmak isteyen ve bu adresten yakalama talep eden Av. Sevgi Evren'in talebinin hâkim tarafından yakalama emrinin çıkartılmış olması sebebiyle kabul edilmemesi dikkat çekti. Mahkeme 18 Eylül 2012 tarihine ertelendi.

Yaklaşık 5 dakika süren mahkeme oturumuna İmece Kadın Sendikasından ev işçisi kadınlar katıldı. Mahkemenin ardından İmece Kadın Sendikası tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Kadınların mahkeme önünde okudukları basın açıklamasının tam metni:

"Değerli Basın Mensupları;

Belirtmek gereğini duyuyoruz; ev işçileri olarak mağdur bir kaç kadın, gariban ya da acınılacak, yardıma muhtaç kadınlar değiliz. Yıllarca hakları gasp edilmiş kadın işçileriz. Haklarımızı savunuyoruz.
Ev işçilerinin görünmez kılınması binlerce yıldır ikinci cins olarak görülmemizle ilişkili bir durumdur. Ve biz kadınlar cinsiyetçi politikaların bedelini asırlardır ağır bir şekilde ödemekteyiz. Emeğimiz ve bedenimiz üstünde kurulan tahakkümden beslenen anlayış bizi her zaman ve her yerde yok saymaktadır.
Bu gün de Başbakanın kadınların doğurganlığını kontrol etmeyi istemesi, kürtajı "cinayet" olarak nitelemesi ve kürtajı yasaklamak için yasa çıkaracağını ilan etmesi kadınları yok saymaktır, asla kabul edilemez.

Mağdur Bir Kaç Kadın Değiliz!

"Fatıma Aldal'a Adalet" talebimizle 3.kez mahkeme önünde toplandık.
Bu davayı son derece önemli kılan şey Türkiye'de ilk kez iş cinayetinde yaşamını yitiren bir ev işçisi için; yine ev işçileri tarafından, kadınlar tarafından adalet aranmasıdır.

Fatıma Aldal davası içinde bulunduğumuz kölelik koşullarını apaçık ortaya koymaktadır. Bu tablo şöyledir: Yüz binlerce ev işçisi devletin ev işçilerini yok sayması yüzünden kayıtsız, güvencesiz çalışmaya mahkûm edilmiştir. Üstelik iş yasası kapsamı dışında bırakıldıkları için hak aramalarının önü de kesilmiş durumdadır.

Bizler diyoruz ki artık böyle gitmez. "Arada sırada işe gidiyorlar", "eve katkı için çalışıyorlar" diye ev işçilerinin önemsizleştirilmesi bundan sonra mümkün değildir. Sosyal devlet uygulamalarından vazgeçildikçe, kamusal hizmetler kısıldıkça bakım hizmetleri bireylere kaldıkça ev işçiliği yaygınlaşmış, sayısı çoğalmıştır.

Göçmen ev işçileriyle birlikte ev hizmetlerinde çalışan işçi sayısı milyonlarla ifade edilmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre dünyada 50 milyonun üstünde ev işçisi bulunduğu tahmin edilmektedir. Ve neredeyse bütün ülkelerde ev işçileri yasal statüye kavuşmayı beklemektedir.

Ev İşçilerine İnsanca İş

Ev işçilerinin bütün dünyada ayağa kalkması sonucunda Uluslararası Çalışma Örgütü 16 Haziran'da "ev işçilerine insanca iş" sözleşmesini kabul etti.

Ev işçileri olarak devletin bu sözleşmeyi imzalamasını beklemekteyiz. Çünkü yüz binlerce ev işçisinin sorunları acil çözüm beklemektedir.

Acil taleplerimiz;
  • Gündelikçi ya da aylıkçı bütün ev işçilerinin iş yasası kapsamına alınması,
  • Ev işçilerine özel bir yönetmelik çıkarılması,
  • Sosyal Güvenlik kayıt işleminin kolay ve ulaşılabilir olması
  • 5 yıl prim ödenmemesi ve devamında düşük pirim ödenmesi
  • Mesleki standartların tanımlanması,
  • Meslek hastalıkları, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda önleyici tedbirler için gerekli düzenlemeler yapılması,
  • Göçmen ev işçilerinin de eşit haklardan yararlanmasının sağlanması ve
  • Cinsiyetçi politikalara son verilmesidir.

Fatıma Aldal'ın yaşamını yitirmesinde devletin büyük payı bulunduğu ortadadır. Ev işçileri işçi sayılmadığından, işçi sağlığı ve iş güvenliği yasal güvence altına alınmamış ve denetimsiz bırakılmıştır.

İşverenin sorumluluğu ise aymazlık boyutundadır. Daha önce aynı yerde bir iş kazası yaşanmasına rağmen gerekli tedbirleri almamıştır. Dolayısıyla hem devlet hem de işveren ev işçilerine hesap vermek zorundadır.

İş Mahkemesinde Görülmediği Müddetçe Yargılama Adil Olmayacak

Bizler Fatıma Aldal davasının bir iş mahkemesinde görülmemesi durumunda adil bir yargılama olmayacağını görüyoruz. Fatıma Aldal'a adalet istiyoruz. Fatıma Aldal'ın sesi olmak için buradayız.

Devlet ve işveren üstlerine düşen sorumlulukları yerine getirinceye kadar mücadelemiz sürecek. Ev işçilerini, kadınları gücümüze güç katmaya ve sosyal haklar mücadelesine duyarlı bütün çevreleri bu mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz.

 Biliyoruz ki mücadele etmeden, örgütlenmeden, sesimizi yükseltmeden bizi duymayacaklar."