Paylaş
Tweet
8 Mart'ı Bakırköy cezaevinde karşılamak
ANF ve Birgün Gazetesi muhabiri Zeynep Kuray 21 Aralık 2011'de 35 meslektaşıyla birlikte tutuklanarak Bakırköy Kadın Ceza ve Tutukevi'ne konulduğundan bugüne içerideki kadınların sesini dışarı taşımaya çalışıyor. Zeynep bu kez de 8 Mart'a "içeride" hazırlanan kadınların "dışarıya" uzanan sesi olmuş. İmece Kadın Dayanışma Derneği olarak bu sesi tüm kadınlara taşımayı görev addediyoruz…
Bakırköy L Tipi Cezaevi - Kadınlar için artık sadece çalıştıkları işyerleri ve sokaklar değil; tutsak oldukları cezaevleri de direniş ve mücadele alanı oluyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, pek çok cezaevinde olduğu gibi, Bakırköy L Tipi'nde de bu bilinçle karşılanıyor.
Bakırköy L Tipi Cezaevi'nde tiyatrodan koroya, modern danstan skeçlere, halk oyunlarından feminist tarih okumalarına kadar bir dizi 8 Mart etkinliği düzenleniyor. 'KCK' davasından tutuklu kadınların alanları aratmayan programları son halini almışken; tutsak olan bilim insanı ve siyasetçi kadınlarla 8 Mart'ın önemini konuştuk...
Prof. Dr. Büşra Ersanlı, BDP Eş Genelbaşkan Yardımcısı ve eski Van Milletvekili Fatma Kurtalan, Barış anneleri Sakine Güven ve Lütfiye Gürbüz, Çevirmen Ayşe Berktay, hasta tutsak Hediye Aksoy, BDP Arnavutköy Belediye Meclis Üyesi Hatice Vural, 8 Mart'a dair değerlendirmelerini ANF'ye yaptılar. Kadınlar, dışarıdaki hemcinslerine de mesaj göndererek, bedenleriyle olmasa da, yürekleriyle alanlarda olacaklarını vurguladılar.
'KÜRT SİYASAL HAREKETİ KADININ MÜCADELESİNİ GÖRÜNÜR KILDI'
Büşra Ersanlı: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü; işçi hakları, çalışma koşullarının düzeltilmesi mücadelesiyle başlamış olsa da daha geniştir. Erkek egemen iktidar alanıyla ilgili her şeyi kapsamaktadır. 8 Mart'ı bugüne kadar çok çeşitli ülkelerde karşılama imkanını buldum. Bu sene de Bakırköy L Tipi cezaevinde karşılamak varmış. Bu bırakıldığımız durum bana erkek egemen sistemin rehineleri olduğumuzu düşündürüyor; ancak kadınların erkek iktidarı karşısında tüm yaratıcılığı ile kendini gösterebilmesi tek başına bile kutlanacak bir olgudur. Kadının siyasi temsili ve yerel yönetimlerdeki katılımı eşitlenmedikçe, biz kendimizi her platformda göstereceğiz. Bu konuda kararlıyız. Bugün en büyük adaletsizlik toplumun yüzde ellisini oluşturan kadınların her alanda eksik temsil ediliyor oluşudur. Kürt siyasal hareketi ve somut olarak eşit temsile önem veren BDP; her meslekten, her kesimden kadının özgürlük mücadelesini Türkiye ve dünyada görünür kılmıştır.
'8 MART FARKINDALIĞIN VE MÜCADELENİN BULUŞTUĞU GÜNDÜR'
Fatma Kurtalan: 8 Mart biz kadınlar için farkındalığın ve mücadelenin buluştuğu bir gündür. Tutsaklığımız veya rehin oluşumuz bu gerçeği değiştiremez. Özgürlük çığlıklarımız bu duvarları da yıkacak, barış dolu yarınların ufkunu aşacaktır. Hepimizin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.
Ayşe Berktay: 8 Mart erkek egemen sisteme, haksızlığa, adaletsizliğe, yok sayılmaya, zulme, dilsiz-sözsüz bırakılmaya karşı başkaldırımız, direnişimizdir. Bu direniş, bu sistemin farklı zaman, coğrafya ve ortamlarda göründüğü çeşitli biçimlere karşı, çok eskilerden, çok uzaklardan, çok derinlerden gelen ve her koşulda mutlaka sürmüş bir direniştir. Cezaevleri bu sistemin kendini en çıplak bir şekilde ortaya koyduğu kurumlardan biri, bir iktidar, bir tecrit merkezi olsa da 8 Mart'ı köklerini toprağın derinliklerindeki suya, dallarını kör kuytuluklardan güneşe uzatmış bitkiler gibi bu ülkenin ve dünyanın her köşesindeki kadınlarla daha derin bir birliktelik duygusu içinde karşılıyorum. Alanlarda çok ama çok kalabalık olacağımızı biliyorum. Gelme olanağı bulamayanlarımız, terk edildikleri hapishanelerde olanlarımız, ölülerimiz, hastalarımız, yaşlılarımız, uzaklarda olanlarımızla hep birlikte yürüyor olacağız. Bu gücümüzü ve zenginliğimizi yüreğimde hissediyor, 8 Mart hepimize kutlu olsun diyorum.
'BEDENİMİZ TUTSAK OLSA DA...'
Sakine Güven: 8 Mart benim için kadınların ortak coşkusudur. Türk, Kürt, Laz, Çerkes demeden; ırk, din, dil ayrımı yapmadan tüm kadınların birliği ve en önemlisi de biz kadınlarla gelecek barış demektir. Her sene dışarıda büyük bir coşku ve çalışma ile karşıladığım 8 Mart'ı, bugün maalesef iktidarın çözümsüzlük politikaları nedeniyle cezaevinde karşılamak bir burukluk, bir üzüntü yarattı bende. Ama mekan ne olursa olsun, 8 Mart'ta bedenim tutsak olsa da yüreğim kadınlarla birlikte alanlarda olacak.
Hatice Vural: 18 yıldır 8 Mart'ı alanlarda karşılayan bir kadın olarak bu sene erkek egemen sistem tarafından bedenim rehin alınsa da yüreğim ve beynim sokakları dolduran yüz binlerce kadın yoldaşlarımla beraber olacak. Onların ne duvarları, ne demir kapıları ne de parmaklıkları bizim coşkumuzu, inancımızı köreltebilir. Sokaktaki kadın yoldaşlarım gibi aynı coşku ve heyecanla biz de burada kutlamalara katılacağız.
Hediye Aksoy: Benim için 8 Mart var olmanın kavgasıdır, direniştir, mücadele etme gücüdür. Kadını özgürlüğe taşıyan köprüdür. 155 yıl önce kadınlar bir fabrikada kimi hakları elde etmek için mücadele etti ve en ağır bedeli ödedi. Biz kadınlar için canlarını feda ederek 8 Mart'ı yarattılar. Kadının mücadelesi 8 Mart'la sınırlı değil; olmamalıdır. Yani 155 yıl önce olduğu gibi, bugün de kadınlar için bütün yıkıcılığıyla mücadele sürüyor. Çünkü, hala dünyanın dört bir tarafında kadınlar, savaşta, sokakta, fabrikada, evde kısacası yaşamın olduğu her yerde öldürülüyor. En çok da bu acı olaylara ülkemizde tanık oluyoruz. Her gün sayısız kadın sözde sevdikleri tarafından hunharca katlediliyor. Bir kadın kıyımı yaşanıyor. Bu kıyıma, tecavüz kültürüne, her türlü inkar, imha ve asimilasyon politikalarına karşı kadınlar sokaklara dökülerek, özgürlüğünü haykıracak. Meydanları dolduran yüzbinlerce özgür yürekli kadınlarla birlikte olamasam da yüreğim onlarla olacaktır. Zindanda olmanın adı tutsaklıktır. Ama hiçbir zaman yüreğimi bu duvarlara tutsak etmedim ve etmeyeceğim. Bu duygularla, '8 Mart'tan 21 Mart'a uzanan ateşten bir köprü olmak istiyorum' diyen Sema'nın yaktığı özgürlük ateşinin sıcaklığıyla bütün kadınların gününü kutluyorum. Asıl özgürlük biz kadınlarla anlamını bulacak.
Lütfiye Gürbüz: 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü'nü bu yıl cezaevinde kutluyorum. Bizlerin coşkusu ve morali gösterdi ki, kaldığımız yerin mekansal olarak hiçbir önemi yoktur. Dışarıda çalışan, emek veren tüm kadın arkadaşlara sevgilerimi iletiyor, yüreğimin alanlarda olduğunu bilmelerini istiyorum. Bir Kürt kadını olarak tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününü kutluyorum.
Zeynep Kuray –ANF / 07 Mart 2012
Bakırköy L Tipi Cezaevi - Kadınlar için artık sadece çalıştıkları işyerleri ve sokaklar değil; tutsak oldukları cezaevleri de direniş ve mücadele alanı oluyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, pek çok cezaevinde olduğu gibi, Bakırköy L Tipi'nde de bu bilinçle karşılanıyor.
Bakırköy L Tipi Cezaevi'nde tiyatrodan koroya, modern danstan skeçlere, halk oyunlarından feminist tarih okumalarına kadar bir dizi 8 Mart etkinliği düzenleniyor. 'KCK' davasından tutuklu kadınların alanları aratmayan programları son halini almışken; tutsak olan bilim insanı ve siyasetçi kadınlarla 8 Mart'ın önemini konuştuk...
Prof. Dr. Büşra Ersanlı, BDP Eş Genelbaşkan Yardımcısı ve eski Van Milletvekili Fatma Kurtalan, Barış anneleri Sakine Güven ve Lütfiye Gürbüz, Çevirmen Ayşe Berktay, hasta tutsak Hediye Aksoy, BDP Arnavutköy Belediye Meclis Üyesi Hatice Vural, 8 Mart'a dair değerlendirmelerini ANF'ye yaptılar. Kadınlar, dışarıdaki hemcinslerine de mesaj göndererek, bedenleriyle olmasa da, yürekleriyle alanlarda olacaklarını vurguladılar.
'KÜRT SİYASAL HAREKETİ KADININ MÜCADELESİNİ GÖRÜNÜR KILDI'
Büşra Ersanlı: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü; işçi hakları, çalışma koşullarının düzeltilmesi mücadelesiyle başlamış olsa da daha geniştir. Erkek egemen iktidar alanıyla ilgili her şeyi kapsamaktadır. 8 Mart'ı bugüne kadar çok çeşitli ülkelerde karşılama imkanını buldum. Bu sene de Bakırköy L Tipi cezaevinde karşılamak varmış. Bu bırakıldığımız durum bana erkek egemen sistemin rehineleri olduğumuzu düşündürüyor; ancak kadınların erkek iktidarı karşısında tüm yaratıcılığı ile kendini gösterebilmesi tek başına bile kutlanacak bir olgudur. Kadının siyasi temsili ve yerel yönetimlerdeki katılımı eşitlenmedikçe, biz kendimizi her platformda göstereceğiz. Bu konuda kararlıyız. Bugün en büyük adaletsizlik toplumun yüzde ellisini oluşturan kadınların her alanda eksik temsil ediliyor oluşudur. Kürt siyasal hareketi ve somut olarak eşit temsile önem veren BDP; her meslekten, her kesimden kadının özgürlük mücadelesini Türkiye ve dünyada görünür kılmıştır.
'8 MART FARKINDALIĞIN VE MÜCADELENİN BULUŞTUĞU GÜNDÜR'
Fatma Kurtalan: 8 Mart biz kadınlar için farkındalığın ve mücadelenin buluştuğu bir gündür. Tutsaklığımız veya rehin oluşumuz bu gerçeği değiştiremez. Özgürlük çığlıklarımız bu duvarları da yıkacak, barış dolu yarınların ufkunu aşacaktır. Hepimizin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.
Ayşe Berktay: 8 Mart erkek egemen sisteme, haksızlığa, adaletsizliğe, yok sayılmaya, zulme, dilsiz-sözsüz bırakılmaya karşı başkaldırımız, direnişimizdir. Bu direniş, bu sistemin farklı zaman, coğrafya ve ortamlarda göründüğü çeşitli biçimlere karşı, çok eskilerden, çok uzaklardan, çok derinlerden gelen ve her koşulda mutlaka sürmüş bir direniştir. Cezaevleri bu sistemin kendini en çıplak bir şekilde ortaya koyduğu kurumlardan biri, bir iktidar, bir tecrit merkezi olsa da 8 Mart'ı köklerini toprağın derinliklerindeki suya, dallarını kör kuytuluklardan güneşe uzatmış bitkiler gibi bu ülkenin ve dünyanın her köşesindeki kadınlarla daha derin bir birliktelik duygusu içinde karşılıyorum. Alanlarda çok ama çok kalabalık olacağımızı biliyorum. Gelme olanağı bulamayanlarımız, terk edildikleri hapishanelerde olanlarımız, ölülerimiz, hastalarımız, yaşlılarımız, uzaklarda olanlarımızla hep birlikte yürüyor olacağız. Bu gücümüzü ve zenginliğimizi yüreğimde hissediyor, 8 Mart hepimize kutlu olsun diyorum.
'BEDENİMİZ TUTSAK OLSA DA...'
Sakine Güven: 8 Mart benim için kadınların ortak coşkusudur. Türk, Kürt, Laz, Çerkes demeden; ırk, din, dil ayrımı yapmadan tüm kadınların birliği ve en önemlisi de biz kadınlarla gelecek barış demektir. Her sene dışarıda büyük bir coşku ve çalışma ile karşıladığım 8 Mart'ı, bugün maalesef iktidarın çözümsüzlük politikaları nedeniyle cezaevinde karşılamak bir burukluk, bir üzüntü yarattı bende. Ama mekan ne olursa olsun, 8 Mart'ta bedenim tutsak olsa da yüreğim kadınlarla birlikte alanlarda olacak.
Hatice Vural: 18 yıldır 8 Mart'ı alanlarda karşılayan bir kadın olarak bu sene erkek egemen sistem tarafından bedenim rehin alınsa da yüreğim ve beynim sokakları dolduran yüz binlerce kadın yoldaşlarımla beraber olacak. Onların ne duvarları, ne demir kapıları ne de parmaklıkları bizim coşkumuzu, inancımızı köreltebilir. Sokaktaki kadın yoldaşlarım gibi aynı coşku ve heyecanla biz de burada kutlamalara katılacağız.
Hediye Aksoy: Benim için 8 Mart var olmanın kavgasıdır, direniştir, mücadele etme gücüdür. Kadını özgürlüğe taşıyan köprüdür. 155 yıl önce kadınlar bir fabrikada kimi hakları elde etmek için mücadele etti ve en ağır bedeli ödedi. Biz kadınlar için canlarını feda ederek 8 Mart'ı yarattılar. Kadının mücadelesi 8 Mart'la sınırlı değil; olmamalıdır. Yani 155 yıl önce olduğu gibi, bugün de kadınlar için bütün yıkıcılığıyla mücadele sürüyor. Çünkü, hala dünyanın dört bir tarafında kadınlar, savaşta, sokakta, fabrikada, evde kısacası yaşamın olduğu her yerde öldürülüyor. En çok da bu acı olaylara ülkemizde tanık oluyoruz. Her gün sayısız kadın sözde sevdikleri tarafından hunharca katlediliyor. Bir kadın kıyımı yaşanıyor. Bu kıyıma, tecavüz kültürüne, her türlü inkar, imha ve asimilasyon politikalarına karşı kadınlar sokaklara dökülerek, özgürlüğünü haykıracak. Meydanları dolduran yüzbinlerce özgür yürekli kadınlarla birlikte olamasam da yüreğim onlarla olacaktır. Zindanda olmanın adı tutsaklıktır. Ama hiçbir zaman yüreğimi bu duvarlara tutsak etmedim ve etmeyeceğim. Bu duygularla, '8 Mart'tan 21 Mart'a uzanan ateşten bir köprü olmak istiyorum' diyen Sema'nın yaktığı özgürlük ateşinin sıcaklığıyla bütün kadınların gününü kutluyorum. Asıl özgürlük biz kadınlarla anlamını bulacak.
Lütfiye Gürbüz: 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü'nü bu yıl cezaevinde kutluyorum. Bizlerin coşkusu ve morali gösterdi ki, kaldığımız yerin mekansal olarak hiçbir önemi yoktur. Dışarıda çalışan, emek veren tüm kadın arkadaşlara sevgilerimi iletiyor, yüreğimin alanlarda olduğunu bilmelerini istiyorum. Bir Kürt kadını olarak tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününü kutluyorum.
Zeynep Kuray –ANF / 07 Mart 2012