Paylaş
Tweet
Topkapı Sarayında Kadın İşçiye Yargısız İnfaz Yapılmıştır.
Derhal İşe İade Edilmelidir!
Topkapı Sarayı'nda "seks skandalı" adı altında basına düşen haberlere konu olan kadın işçinin bir insan olarak, bir kadın olarak ve bir çalışan olarak hakları çiğnenmektedir.
Cinsiyetçi, ayrımcı erkek egemen saldırılar, basında "26 yaşında bayan işçi" olarak lanse edilen kadın işçi üzerinde geri dönülmez, telafi edilemez yaralara sebep olabilecektir.
Her tarafı kameralarla donatılmış olan Topkapı Sarayı'nda T.A. isimli saray personeliyle "uygunsuz yakalamakla" suçlanan ve kutsal değerlere saldırdığı ima edilen temizlik elemanı kadın işçinin suçlamalar karşısında kendisini savunmasına fırsat tanınmaması, aksine "seks skandalı" , "fuhuş" suçlamaları ile yargısız infaz edilerek işten atılması hak ihlalidir, kabul edilemez.
Kültür ve Turizm Bakanı'nın yaptığı açıklamadan anlaşılmaktadır ki "sadece bir şüphe üzerine "önlem" alınmıştır. Yani sadece bir şüphe üzerine kadın işçi işinden atılmış, erkek işçinin ise görev yeri değiştirilmiştir.
İmece Kadın Sendikası olarak her geçen gün istihdam seviyesi gerileyen ve güvencesiz alana itilen kadın emeği açısından bu tür haberlerin ve uygulamaların kadınları ve kadın emeğini tehdit ettiğini, kamusal alanın kadınlar açısından tehlikeli bir yere dönüştürerek kadınları eve gönderici mesajlara sahip olduğunu belirtmek zorundayız.
Sadece bir şüphe üzerine işinden atılan bir kadın işçi hakkında basında yazılanlar dehşet vericidir. 21. Y.Y.'da hala toplumsal cinsiyet bilicinden yoksun, kadın haklarına saygısız, en temel insani değerleri hiçe sayan, etik olmadığı kadar kadınlara karşı suç işleyen erkek egemen bir medyayla karşı karşıya bulunuyoruz.
Temizlik işçisinin kişilik haklarına olduğu kadar, işçi olarak da haklarını gasp edilmiş,erkek işçinin görev yeri değiştirilmiş, kadın işçi işten atılmıştır. Şüphe üzerine işten atma hak gaspıdır, kadın işçiye farklı muamele edildiği görülmektedir ve bu da açıkça ayrımcılıktır, cinsiyetçiliktir.
İmece Kadın Sendikası olarak Topkapı Sarayı'nda çalışan taşeron işçisi kadın arkadaşa karşı gerçekleştirilen saldırının sadece O'na değil bütün kadınlara yapılmış bir saldırı olarak görmekteyiz. Kadın işçiler her yerde benzer bir şekilde ayrımcılığa uğramakta ve bu gibi durumlarda kadınlar potansiyel suçlu ilan edilmektedirler.
Bize göre, burada bakanın da belirttiği üzere sadece bir şüpheden "skandal" yaratılmış ve bir bardak suda fırtına kopararak muhafazakarlara hoş görünmeye çalışılmıştır.
Muhafazakarların değerleri önemlidir, ancak kadınların bu ülkede özgür ve eşit yurttaşlar olarak yaşayabilmeleri çok daha önemlidir. Çünkü kadın hak ve özgürlükleri her zaman pervasız bir şekilde ihlal edilmeye devam edilmektedir. O nedenle en az dini ve kültür değerlerine gösterilen hassasiyet kadar, kadın hak ve özgürlüklerine hassasiyet gösterilmesi, hatta kadınların tarihsel ezilmişliği göz önüne alınarak pozitif ayrımcılık yapılması, günde 5 kadının erkek şiddeti ile yaşam hakkı elinde alındığı ülkemizde kadın haklarına karşı daha da duyarlı olunması gerekmektedir.
İmece Kadın Sendikası olarak kadınların hakları çiğnenerek dini hassasiyetler yeniden üretilmesine, erkek egemen tarihin tekerrür etmesine hayır diyoruz.
Bu topraklarda hep yapıldığı üzere kadını araçlaştırarak toplumu yönlendirme çabalarına biz kadınlar sessiz kalmayacağız. Toplumun dini ve kültür değerlerini rencide edici davranışların ne olduğu açıklanmalı, iddia edilen suçlar araştırılmalı ve hukuki süreç işletilmelidir. Kimse "bir şüpheden" yola çıkılarak otomatikman suçlu ilan edilemez ve cezalandırılamaz. Söz konusu kadın işçiden özür dilenmeli ve işe iade edilmelidir.
Görüyoruz ki; burada saldırıya uğrayan iddia edildiği gibi "kutsal değerler" olmamıştır, böyle bir suç medya tarafından yaratılmıştır. Tam tersine kadın işçinin yaşamı alt üst edilmiş, işten atılarak ve yaftalanarak yaşamı tehdit edilmiştir. Ve genel olarak bütün kadınlar saldırıya uğramış, "kadın olmak" suçlu olmak için yeterli bulunmuş ve "kadın" potansiyel suçlu olarak gösterilmiştir. Bu cinsiyetçiliktir, ayrımcılıktır, kadına yöneltilmiş bir şiddettir.
İmece Kadın Sendikası olarak kadınlara yönelik ayrımcı ve cinsiyetçi politik tutumun bir sonucu olarak temizlik elemanı kadın işçinin yargısız infaz edilmesine sessiz kalmayacağız. Bir şüphe üzerine kadın işçiyi işten çıkaran yetkilileri arkadaşımızı derhal işe geri almaya çağırıyoruz. Kadınları potansiyel suçlu gören ve kadın işçiyi "fuhuş" ve "seks skandalına karışmakla" suçlayan basını etik olmaya çağırıyoruz.
İmece Kadın Sendikası olarak temizlik işçisi, kadın arkadaşımızın sendikamıza başvurması durumunda hukuki destek vereceğimizi ve haklarını sonuna kadar savunacağımızı buradan ilan ediyoruz.
Topkapı Sarayı'nda "seks skandalı" adı altında basına düşen haberlere konu olan kadın işçinin bir insan olarak, bir kadın olarak ve bir çalışan olarak hakları çiğnenmektedir.
Cinsiyetçi, ayrımcı erkek egemen saldırılar, basında "26 yaşında bayan işçi" olarak lanse edilen kadın işçi üzerinde geri dönülmez, telafi edilemez yaralara sebep olabilecektir.
Her tarafı kameralarla donatılmış olan Topkapı Sarayı'nda T.A. isimli saray personeliyle "uygunsuz yakalamakla" suçlanan ve kutsal değerlere saldırdığı ima edilen temizlik elemanı kadın işçinin suçlamalar karşısında kendisini savunmasına fırsat tanınmaması, aksine "seks skandalı" , "fuhuş" suçlamaları ile yargısız infaz edilerek işten atılması hak ihlalidir, kabul edilemez.
Kültür ve Turizm Bakanı'nın yaptığı açıklamadan anlaşılmaktadır ki "sadece bir şüphe üzerine "önlem" alınmıştır. Yani sadece bir şüphe üzerine kadın işçi işinden atılmış, erkek işçinin ise görev yeri değiştirilmiştir.
İmece Kadın Sendikası olarak her geçen gün istihdam seviyesi gerileyen ve güvencesiz alana itilen kadın emeği açısından bu tür haberlerin ve uygulamaların kadınları ve kadın emeğini tehdit ettiğini, kamusal alanın kadınlar açısından tehlikeli bir yere dönüştürerek kadınları eve gönderici mesajlara sahip olduğunu belirtmek zorundayız.
Sadece bir şüphe üzerine işinden atılan bir kadın işçi hakkında basında yazılanlar dehşet vericidir. 21. Y.Y.'da hala toplumsal cinsiyet bilicinden yoksun, kadın haklarına saygısız, en temel insani değerleri hiçe sayan, etik olmadığı kadar kadınlara karşı suç işleyen erkek egemen bir medyayla karşı karşıya bulunuyoruz.
Temizlik işçisinin kişilik haklarına olduğu kadar, işçi olarak da haklarını gasp edilmiş,erkek işçinin görev yeri değiştirilmiş, kadın işçi işten atılmıştır. Şüphe üzerine işten atma hak gaspıdır, kadın işçiye farklı muamele edildiği görülmektedir ve bu da açıkça ayrımcılıktır, cinsiyetçiliktir.
İmece Kadın Sendikası olarak Topkapı Sarayı'nda çalışan taşeron işçisi kadın arkadaşa karşı gerçekleştirilen saldırının sadece O'na değil bütün kadınlara yapılmış bir saldırı olarak görmekteyiz. Kadın işçiler her yerde benzer bir şekilde ayrımcılığa uğramakta ve bu gibi durumlarda kadınlar potansiyel suçlu ilan edilmektedirler.
Bize göre, burada bakanın da belirttiği üzere sadece bir şüpheden "skandal" yaratılmış ve bir bardak suda fırtına kopararak muhafazakarlara hoş görünmeye çalışılmıştır.
Muhafazakarların değerleri önemlidir, ancak kadınların bu ülkede özgür ve eşit yurttaşlar olarak yaşayabilmeleri çok daha önemlidir. Çünkü kadın hak ve özgürlükleri her zaman pervasız bir şekilde ihlal edilmeye devam edilmektedir. O nedenle en az dini ve kültür değerlerine gösterilen hassasiyet kadar, kadın hak ve özgürlüklerine hassasiyet gösterilmesi, hatta kadınların tarihsel ezilmişliği göz önüne alınarak pozitif ayrımcılık yapılması, günde 5 kadının erkek şiddeti ile yaşam hakkı elinde alındığı ülkemizde kadın haklarına karşı daha da duyarlı olunması gerekmektedir.
İmece Kadın Sendikası olarak kadınların hakları çiğnenerek dini hassasiyetler yeniden üretilmesine, erkek egemen tarihin tekerrür etmesine hayır diyoruz.
Bu topraklarda hep yapıldığı üzere kadını araçlaştırarak toplumu yönlendirme çabalarına biz kadınlar sessiz kalmayacağız. Toplumun dini ve kültür değerlerini rencide edici davranışların ne olduğu açıklanmalı, iddia edilen suçlar araştırılmalı ve hukuki süreç işletilmelidir. Kimse "bir şüpheden" yola çıkılarak otomatikman suçlu ilan edilemez ve cezalandırılamaz. Söz konusu kadın işçiden özür dilenmeli ve işe iade edilmelidir.
Görüyoruz ki; burada saldırıya uğrayan iddia edildiği gibi "kutsal değerler" olmamıştır, böyle bir suç medya tarafından yaratılmıştır. Tam tersine kadın işçinin yaşamı alt üst edilmiş, işten atılarak ve yaftalanarak yaşamı tehdit edilmiştir. Ve genel olarak bütün kadınlar saldırıya uğramış, "kadın olmak" suçlu olmak için yeterli bulunmuş ve "kadın" potansiyel suçlu olarak gösterilmiştir. Bu cinsiyetçiliktir, ayrımcılıktır, kadına yöneltilmiş bir şiddettir.
İmece Kadın Sendikası olarak kadınlara yönelik ayrımcı ve cinsiyetçi politik tutumun bir sonucu olarak temizlik elemanı kadın işçinin yargısız infaz edilmesine sessiz kalmayacağız. Bir şüphe üzerine kadın işçiyi işten çıkaran yetkilileri arkadaşımızı derhal işe geri almaya çağırıyoruz. Kadınları potansiyel suçlu gören ve kadın işçiyi "fuhuş" ve "seks skandalına karışmakla" suçlayan basını etik olmaya çağırıyoruz.
İmece Kadın Sendikası olarak temizlik işçisi, kadın arkadaşımızın sendikamıza başvurması durumunda hukuki destek vereceğimizi ve haklarını sonuna kadar savunacağımızı buradan ilan ediyoruz.
İmece Kadın Sendikası Girişimi