Paylaş
İMECE Ev İşçileri Sendikası tarafından Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde, "Türkiye'de ev işçiliği koşullar ve talepler" konferansı düzenlendi


Muğla Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Saniye Dedeoğlu, kayıt dışı alanda çalışanların kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğunu belirterek, bu oranın kadınlarda yüzde 58 olduğunu söyledi. Dedeoğlu, özellikle tarımda çalışan kadınların neredeyse tamamının kayıt dışı olduğunu ifade etti.

İMECE Ev İşçileri Sendikası, Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde, "Türkiye'de ev işçiliği koşullar ve talepler" başlıklı panel düzenlendi. Kadınların yoğun ilgi gösterdiği panelin yapıldığı salona "Ev işçisi Rukiye Şimşek'in ölümünden Çalışma Bakanlığı sorumludur", "Ev işçileri İş Yasası'na alınsın. Fatma Aldal'a adalet" yazılı pankartların asıldığı görüldü. Panelin açılış konuşmasını İMECE Kadın Dayanışma Derneği'nden Serpil Kemalbey yaptı. Kemalbey, "2001'den 2014'e İMECE" başlıklı konuşmasında, kadın emeğine ilişkin Türkiye'de yapılan dernek çalışmaları hakkında bilgi verdi. Derneğin ilk olarak Esenyurt ilçesinde kurulduğunu ve oradaki kadınların zenginlerin oturduğu sitelere temizlik işçisi olarak gittiklerini ifade eden Kemalbey, yerel yönetimlerle yaptıkları proje ortaklıkları başta olmak üzere, kadın emeği üzerine yaptıkları etkinlikleri anlattı. 

'Ev işçilerine resmi sendika' 

Ev işçileri için sokak eylemlilikleri ve imza kampanyaları da yaptıklarını belirten Kemalbey, "İş cinayetlerinde yaşamını yitiren kadınlar için sokakta mücadele ettik. Çok sayıda medya kanalında bu gösterildi. Sesimizi birçok yere duyurabildik. Çalışmalarımız sayesinde ev işçilerinin resmi olarak da bir sendikası oldu. Ancak esas olan ev işçilerinin İş Yasası'na dahil edilmesi" dedi. Kemalbey, ev işçisi kaç kadının iş cinayetinde yaşamını kaybettiğine dair bir istatistik olmadığını da sözlerine ekledi. Ev işçilerinin örgütlenmesinde derneklerinin rolünün çok büyük olduğunu söyleyen Kemalbey'in konuşmasının ardından, katılımcılara belgeselci Emel Çelebi'nin "Gündelikçi" isimli belgeselinde kısa görüntüler sunuldu. 

'Avrupa Birliği'nde de kadınların hakları uygulanmıyor'

Belgeselin ardından panelin birinci oturumu, Oxford Üniversitesi öğretim üyelerinden Funda Üstek'in moderatörlüğünde yapıldı. Kadın emeğinin tartışıldığı ilk oturumda, Muğla Üniversitesi'nden Doç. Dr. Saniye Dedeoğlu, Emekli İş Başmüfettişi Doğan Keskin, İMECE Ev İşçileri Sendikası kurucularından Yıldız Ay ve Ev İşçileri Sendikası Konfederasyonu (IDWF) Avrupa Koordinatörü Karin Pape konuşmacı olarak yer aldı. İlk konuşmacısı olan IDWF Avrupa Koordinatörü Karin Pape, uluslararası bağlamda ev işçilerinin nasıl örgütlendiğinin tarihçesini anlatarak başladığı konuşmasında AB ülkelerinde ev işçisi kadınların yasal hakları olduğunu ancak bu hakların sadece kâğıtta kaldığını ve birçok yasanın uygulanmadığını söyledi. 

Avrupa'dan örnekler 

Avrupa'daki ev işçileri hakkında bilgiler veren Pepe, "Göçmen işçiler çok faaller. Geçen yıl bir sendika kurulması noktasında adım da attılar. Hollanda ve İrlanda gibi ülkelerde de sendikalar ev işçilerine artık daha açık bir tavır sergiliyorlar. Avrupa'da ev işçilerinin sendikal süreçlerine dair çok iyi örnekler bulunuyor" diye belirtti. Bölgesel ölçekte çözümlerin sunulması için de çalışmalar yaptıklarını dile getiren Pepe, "Amacımız uluslararası çalışma örgütünün konferanslarında ev işçileri ile ilgili konularda da konuşulması için çok çaba harcadık. Bu konu nihayet tartışıldı ve çok ciddi adımlar atıldı" dedi.

'2.5 milyon kadın okuma yazma bilmiyor'

Pepe'nin ardından Muğla Üniversitesi'nden Doç. Dr. Saniye Dedeoğlu, toplumsal cinsiyet ve kadın emeği üzerine konuştu. Kadınların ev ile ilgili rolleri üstlendiğini bunun yanında gelir kazanmak gibi uğraşlara girdiğini ifade eden Dedeoğlu, erkeğin evin dışında da yönetim pozisyonunda olmasıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin bu şekilde yeniden üretildiğini söyledi. Dedeoğlu, kadınların eğitim kollarında erkeklerden daha geride olduklarının da altını çizdi. Dedeoğlu, "Okuma yazma bilmeyen kadın oranın 2,5 milyona yakın. Bu korkutucu bir rakam. Lise, üniversitesi mezuniyet alanlarına bakıldığında da kadınlar, erkeklerden daha geride kalıyor. İki alan var kadınların erkekleri geçtiği. Biri okuma-yazma oranının düşüklüğü diğeri de okulu terk etme oranı. Kadınlar okulu daha çok terk ediyor. Siyasete bakıldığında da kadınların oranının çok düşük olduğunu görüyoruz. Milletvekili sayısının bile 1935'dekinden daha az olduğun görüyoruz. Yerel yönetimlerde kadınların sayısı çok düşük. Kamuda kadın istihdamı da çok düşük. Türkiye'de kadının istihdam oranı düşük üst bürokratlarda yani, vali kaymakam gibi alanlarda kadınların sayısının çok çok düşük olduğunu söyleyebiliriz" dedi. 

'Tarımda çalışan kadınların neredeyse tamamı kayıt dışı'

Dedeoğlu, sunumunun devamında kadına karşı üretilen şiddetin çok yaygın olarak arttığına da dikkat çekti. Erkek şiddetinin artık kurumsallaştığını belirten Dedeoğlu, "Bazı veriler kadınların kendilerine uygulanan şiddeti haklı gördüğüne dair verileri sunuyor bize. Bence şiddet erkek egemenliğinin kadın bedeni üzerinde tekrar inşa edildiği önemli bir alan" dedi. Dedeoğlu, son olarak kayıt dışı alanda çalışanların kadınların sayısının erkeklerden çok daha fazla olduğunu belirterek, "Kadınların yüzde 58'i kayıt dışı çalışıyor. Özellikle tarımda çalışan kadınların neredeyse tamamı kayıt dışı çalışıyor" diye belirtti. Dedeoğlu'nun ardından ev işçisi ve aynı zamanda Esenyurt BDP İlçe Eş Başkanı Yıldız Ay konuştu. 
'Sigortalı olmak için mücadele etmeye devam edeceğiz'

Ay, konuşmasında ev işçilerinin yaşadığı sıkıntılarını anlattı. Ay, "Ben işçiyim. Çalışmak için eve gittiğimde, ev sahibi mesela biriyle konuşuyor, 'kadın geldi, temizlik yapıyor' diyor. Biz onlar için sadece kadınız. Ben sadece kadın olmak istemiyorum. Adımın kullanılmasını istiyorum. Biz kadınlar olarak ne olursa olsun birleşmeliyiz. Birlikte mücadele etmeliyiz" dedi. "Biz okumadık ama o üniversitelere konuşmacı olarak girdik" diyen Ay, sigortalı olmak için mücadele ettiklerini ifade ederek, "Bizim en doğal hakkımız sigortalı olmak. Ama bizi kimse görmüyor. Görüyor ama görmemezlikten geliyor. Evini temizliyorsun teşekkür ediyor ama hiç düşünmüyor sen hangi psikoloji ile çalışmışsın. Sonuçta başkasının evi" dedi. 

Türkiye'de 1 milyona yakın ev işçisi kadın var

Sendikalı olmak için Meclis'teki partilere gerekli bilgileri aktardıklarını ancak hiçbir gelişme olmadığını kaydeden Ay, "Türkiye'de 1 milyona yakın ev işçisi kadın var. Göçmen işçisi kadınların durumu çok daha ağır. Onları da sendikaya dahil etmeliyiz. ILO bize yardımcı oldu ama 'biz devlete baskı yapamayız' dedi. Bizim işçi sayılmamız gerekiyor. Sendikalı olsak da bunu yapamıyoruz. Biz, işçi sayılmak istiyoruz. Tüm ev işçisi arkadaşları İMECE'nin çatısı altına bekliyorum. Mücadelemiz sürecek" diye konuştu.

'Türkiye ilgili yasaları uygulamalı'

Ay'ın ardından İş Müfettişi Derneği'nin kurucusu emekli iş müfettişi Doğan Keskin kısa bir konuşma yaptı. Keskin, Türkiye'de ev işçilerinin görünürlüğünün olmadığına dikkat çekerek "Ev işçileri sadece gelir kanununda yer alıyor. Bu da kayıt dışı çalıştırabilirsiniz demek. ILO da ev işçilerinin tanımını çok geç bir tarihte 2 binlerde yapmıştır. Türkiye, ILO'nun ilgili bu sözleşmesini imzalamadığı için buna ilişkin bir kanun yapmamıştır. Ancak, başka kanunlarla bağlayıcı hükümler vardır. Türkiye ilgili yasaları uygulamalı. Ancak, bu da yargıdaki hükümlerle oluyor. Yargıdaki hükümler de buna uygun değil" dedi. İşverenlerin, meslek hastalığı ya da iş kazası olana kadar iş güvenliğine dair hiçbir yükümlülüklerini yerine getirmediğine dikkat çeken Keskin, "Bir ev işçisi sigortası olmasa bile SGK tarafından bütün ödeneklerinin yapılması gerekiyor, tıpkı diğer sektörlerdeki gibi. O nedenle 'Ben sigorta değilim ben işçi değilim yaklaşımımı' olmamalı. Sigortasız olsa bile bir ev işçisi sigortalı gibi muamele görebilir, kanun böyledir" diye belirtti. 

Katılımcılarının sorularının yanıtlanmasının ardından ara verilen panel, Gündelikçilerin Forum Tiyatrosu başlığı ile devam edecek. 

http://www.diclehaber.com adresinden alınmıştır.