Paylaş
Tweet
Ankara Üniversitesi öğretim üyelerince ILO için hazırlanan raporda "Ev işçilerinin tek
bir meslek standardı olmadığı göz önüne alınarak çocuk, hasta ve yaşlı bakımı için
mesleki yeterlilikler tespit edilmeli, standarda ve sertifikasyona bağlanmalıdır" denildi.
Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Gülay Toksöz ve Doç. Dr. Seyhan
Erdoğdu, Dünya Çalışma Örgütü (ILO) için "Türkiye'de Ev İşçileri" başlıklı bir rapor
hazırladı. Ev hizmetlerindeki yerli ve göçmen emek konusuna değinilen araştırmada,
Türkiye'nin çevresindeki eski sosyalist ülkelerden kadınların, 1990'lı yıllardan itibaren
ülkelerinde yaşanan ekonomik alt-üst oluş sonucu ev hizmetlerinde çalışmak için
Türkiye'ye gelmeye başladığı belirtildi.
YETERLİ İSTATİSTİK BULUNMUYOR
Kadınların bir kısmının ülkelere göre değişen sürelerde turist vizesi alarak veya vize
gerekmeden Türkiye'de yasal ikamet edebildiği ifade edilerek, bir kısmının ise vize
sürelerini aşmış oldukları için yasadışı ikamet ettiği, düzensiz ikamet ve kayıtsız
istihdamın kadınları korunmasız kıldığı kaydedildi. Ev hizmetlerinin dünyanın diğer
pek çok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye'de de yaygın bir istihdam alanı olduğuna
işaret edilerek, diğer ülkeler gibi Türkiye'de de ev işçilerinin sayılarına ilişkin
yeterli istatistiğin bulunmadığı belirtildi.
YÜZDE 90'DAN FAZLASI KADIN
Türkiye'de ev işçilerinin sayısına ulaşmak için kullanılabilecek temel veri
kaynağının, TÜİK Hane Halkı İşgücü İstatistikleri olduğu ifade edilerek, bu verilere
göre, evde hizmet sektöründe ücretli ve yevmiyeli çalışanların sayısının 2011 yılında
121 bin kişi olduğu kaydedildi. Raporda, "Türkiye'de çeşitli profesyonel grupların evde
çalışması yaygın olmadığı için, bu kişilerin önemli bir bölümünün ev işçileri olduğu
varsayılabilir. Bu varsayımla ev işçilerinin sayılarının yıllar içinde arttığı, ev işçilerinin
yüzde 90'ı aşkın bölümünün kadın olduğu da söylenebilir" denildi.
ÇOĞUNLUK KAYIT DIŞI
Ev işçilerinde yüksek oranda kayıt dışılık olduğu belirtilerek, ev hizmetlerinde
çalışanların çoğu zaman düşük statüsünden dolayı işlerini beyan etmemeleri ve yerli
kadınların kendilerini ev kadını olarak tanıtmasının sayıların olduğundan düşük çıkmasına
yol açabildiği ifade edildi. Öte yandan bakım işi yapan göçmen kadınların büyük
çoğunluğu kayıt dışı olduğu için istatistiklere girmediği kaydedildi.
İŞ TANIMI BELİRSİZ
İş tanımındaki belirsizlik nedeniyle gündelikçilerin ev temizliğinin dışındaki işlerin
de kendilerine yaptırılmasından şikayetçi oldukları belirtilerek, tam gün temizlik için
gidilen evlerde normalde ayrı ücrete tabi olan duvar silme, perde yıkama, ütüleme,
yatak yorgan yünü yıkama gibi işleri temizlik işine ek olarak yapmalarının istendiği,
çok geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldıkları kaydedildi.
HASTA BAKIMINDA SERTİFİKA ŞART
Ev hizmetlerinde çalışan kadınların sigortalı olmaya önem atfettiği ifade edilerek,
şunlar kaydedildi: "Aylıkçı olarak çalışan kadınların sigortalanmasını teşvik edecek
prim ve yaş şartları bakımından esnek ve kolaylaştırıcı düzenlemelerin getirilmesi yerinde
olacaktır. Gündelikçi olarak birden çok işverene çalışan kadınların sosyal sigorta haklarının
hayata geçirilmesindeki özel zorluklar göz önünde tutularak, sigortalı olmalarını
kolaylaştıracak özel modeller geliştirilmelidir. Bu konuda dünya örneklerinden yararlanılmalıdır.
Ev işçilerinin tek bir meslek standardı olmadığı göz önüne alınarak öncelikle, çocuk,
hasta ve yaşlı bakım hizmetleri için mesleki yeterlilikler tespit edilerek standarda
ve sertifikasyona bağlanmalıdır. Bu konuda Mesleki Yeterlik Kurumu ve İŞKUR
görev üstlenmelidir."
ÖRGÜTLENMEK GEREKİYOR
Raporda, çocuk, hasta ve yaşlı bakımında çalışan kadınların pedagoji, beslenme,
hijyen ve sağlık konularında, temizlik işlerinde çalışan kadınların genel hijyen kuralları,
malzeme ve makine kullanımı gibi konularda bilgilendirilmesi için eğitimlere ihtiyaç olduğu
belirtildi. Bu amaçla kadınların İŞKUR tarafından verilen sertifikalı mesleki eğitimlere veya
belediyeler tarafından düzenlenecek eğitimlere katılmasının yararlı olacağı önerisinde
bulunuldu. Ev işçilerinin halihazırda anayasa ve yasal düzlemde sendikal hak ve özgürlüklerinin
olduğu, ancak bu anayasal ve yasal hakkın uygulamada ev işçilerinin işkollarının olmadığı
gerekçesiyle bugüne kadar engellendiği kaydedildi. Yeni İşkolları Yönetmeliği'nde ev işçiliğinin
işkoluna dahil edildiği de hatırlatıldı.
www.hurriyet.com.tr adresinden alınmıştır.
"Evde çalışanlar standart istiyor"
Ankara Üniversitesi öğretim üyelerince ILO için hazırlanan raporda "Ev işçilerinin tek
bir meslek standardı olmadığı göz önüne alınarak çocuk, hasta ve yaşlı bakımı için
mesleki yeterlilikler tespit edilmeli, standarda ve sertifikasyona bağlanmalıdır" denildi.
Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Gülay Toksöz ve Doç. Dr. Seyhan
Erdoğdu, Dünya Çalışma Örgütü (ILO) için "Türkiye'de Ev İşçileri" başlıklı bir rapor
hazırladı. Ev hizmetlerindeki yerli ve göçmen emek konusuna değinilen araştırmada,
Türkiye'nin çevresindeki eski sosyalist ülkelerden kadınların, 1990'lı yıllardan itibaren
ülkelerinde yaşanan ekonomik alt-üst oluş sonucu ev hizmetlerinde çalışmak için
Türkiye'ye gelmeye başladığı belirtildi.
YETERLİ İSTATİSTİK BULUNMUYOR
Kadınların bir kısmının ülkelere göre değişen sürelerde turist vizesi alarak veya vize
gerekmeden Türkiye'de yasal ikamet edebildiği ifade edilerek, bir kısmının ise vize
sürelerini aşmış oldukları için yasadışı ikamet ettiği, düzensiz ikamet ve kayıtsız
istihdamın kadınları korunmasız kıldığı kaydedildi. Ev hizmetlerinin dünyanın diğer
pek çok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye'de de yaygın bir istihdam alanı olduğuna
işaret edilerek, diğer ülkeler gibi Türkiye'de de ev işçilerinin sayılarına ilişkin
yeterli istatistiğin bulunmadığı belirtildi.
YÜZDE 90'DAN FAZLASI KADIN
Türkiye'de ev işçilerinin sayısına ulaşmak için kullanılabilecek temel veri
kaynağının, TÜİK Hane Halkı İşgücü İstatistikleri olduğu ifade edilerek, bu verilere
göre, evde hizmet sektöründe ücretli ve yevmiyeli çalışanların sayısının 2011 yılında
121 bin kişi olduğu kaydedildi. Raporda, "Türkiye'de çeşitli profesyonel grupların evde
çalışması yaygın olmadığı için, bu kişilerin önemli bir bölümünün ev işçileri olduğu
varsayılabilir. Bu varsayımla ev işçilerinin sayılarının yıllar içinde arttığı, ev işçilerinin
yüzde 90'ı aşkın bölümünün kadın olduğu da söylenebilir" denildi.
ÇOĞUNLUK KAYIT DIŞI
Ev işçilerinde yüksek oranda kayıt dışılık olduğu belirtilerek, ev hizmetlerinde
çalışanların çoğu zaman düşük statüsünden dolayı işlerini beyan etmemeleri ve yerli
kadınların kendilerini ev kadını olarak tanıtmasının sayıların olduğundan düşük çıkmasına
yol açabildiği ifade edildi. Öte yandan bakım işi yapan göçmen kadınların büyük
çoğunluğu kayıt dışı olduğu için istatistiklere girmediği kaydedildi.
İŞ TANIMI BELİRSİZ
İş tanımındaki belirsizlik nedeniyle gündelikçilerin ev temizliğinin dışındaki işlerin
de kendilerine yaptırılmasından şikayetçi oldukları belirtilerek, tam gün temizlik için
gidilen evlerde normalde ayrı ücrete tabi olan duvar silme, perde yıkama, ütüleme,
yatak yorgan yünü yıkama gibi işleri temizlik işine ek olarak yapmalarının istendiği,
çok geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldıkları kaydedildi.
HASTA BAKIMINDA SERTİFİKA ŞART
Ev hizmetlerinde çalışan kadınların sigortalı olmaya önem atfettiği ifade edilerek,
şunlar kaydedildi: "Aylıkçı olarak çalışan kadınların sigortalanmasını teşvik edecek
prim ve yaş şartları bakımından esnek ve kolaylaştırıcı düzenlemelerin getirilmesi yerinde
olacaktır. Gündelikçi olarak birden çok işverene çalışan kadınların sosyal sigorta haklarının
hayata geçirilmesindeki özel zorluklar göz önünde tutularak, sigortalı olmalarını
kolaylaştıracak özel modeller geliştirilmelidir. Bu konuda dünya örneklerinden yararlanılmalıdır.
Ev işçilerinin tek bir meslek standardı olmadığı göz önüne alınarak öncelikle, çocuk,
hasta ve yaşlı bakım hizmetleri için mesleki yeterlilikler tespit edilerek standarda
ve sertifikasyona bağlanmalıdır. Bu konuda Mesleki Yeterlik Kurumu ve İŞKUR
görev üstlenmelidir."
ÖRGÜTLENMEK GEREKİYOR
Raporda, çocuk, hasta ve yaşlı bakımında çalışan kadınların pedagoji, beslenme,
hijyen ve sağlık konularında, temizlik işlerinde çalışan kadınların genel hijyen kuralları,
malzeme ve makine kullanımı gibi konularda bilgilendirilmesi için eğitimlere ihtiyaç olduğu
belirtildi. Bu amaçla kadınların İŞKUR tarafından verilen sertifikalı mesleki eğitimlere veya
belediyeler tarafından düzenlenecek eğitimlere katılmasının yararlı olacağı önerisinde
bulunuldu. Ev işçilerinin halihazırda anayasa ve yasal düzlemde sendikal hak ve özgürlüklerinin
olduğu, ancak bu anayasal ve yasal hakkın uygulamada ev işçilerinin işkollarının olmadığı
gerekçesiyle bugüne kadar engellendiği kaydedildi. Yeni İşkolları Yönetmeliği'nde ev işçiliğinin
işkoluna dahil edildiği de hatırlatıldı.
www.hurriyet.com.tr adresinden alınmıştır.